Kalem Klavyeden Keskin mi?
Dijital teknolojinin ilerlemesi ile birlikte yazı yazma veya not alma şeklimiz çok değişti. Kağıtlara bazen renkli kalemlerle alınan notlar yerini klavyede ritmik tuşlara başmaya bazen tuşa bile basmadan sadece konuşarak not almaya döndü. Peki bu not alış şeklimiz beynimizde de bir değişimi getirdi mi? Öğrenilen bilginin oranını etkiledi mi?
Geçtiğimiz yıl Norveç Teknoloji Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde Gelişimsel Nörobilim Laboratuvarında Prof. Dr. Audrey van der Meer öğrenciler üzerinde bu konuyu araştırdı. Bu çalışma kapsamında öğrencilere hem dijital kalemle not aldırıldı hemde klavye ile aynı kelimeleri yazdırıldı. Bu öğrencilerin beyinlerindeki aktiviteyi ölçmek için EEG cihazı ile milisaniye seviyesinde değişiklikleri ölçerek kapsamlı bir çalışma gerçekleştirildi.
Beynimiz genel kanının aksine statik bir sinirsel yapı olmaktan ziyade oldukça dinamik ve işlevsel bir şekilde organize çalışır. Normal şartlarda beyin kendi içinde farklı bölgelerin aynı anda kullanımı ile birlikte hareket eder. Bir görevi yerine getirmek için geçici olarak bir araya gelen yapısal olarak farklı sinirsel dokularla son derece esnek bir organizaston sergiler. Bu esnek organizasyona işlevsel bağlantı denir. İş hayatında firma içinde bir proje olduğunda farklı birimlerin o proje kapsamında orak çalışması ve proje bitiminde bu ortak çalışma halinin askıya alınması gibi düşünülebilir. Bu çalışmada beynin bu iki deneyime nasıl tepki verdiği araştırıldı. Ortaya çıkan sonuç ise kalem kullanarak not alanların beyinlerinde farklı bölgelerinde daha geniş kasamlı bağlantı oluşturdukları ve bu bağlantıların öğrenme üzerine çok önemli faydalar sağladığını ortaya koymaktadır.
Yapılan ölçümler kalemle not alındığında parietal ve merkezi beynin farklı bölgelerindeki ağ merkezleri ve düğümleri arasında geniş çaplı bir ortaklaşa iş yapma ve bağlantı modellerinin oluştuğunu ve bu oluşumun hafıza oluşumu, yeni bilgilerin kodlanması ve dolayısıyla öğrenme için çok önemli olduğu göstermekmektedir. Bu veri örneğin, sınavlara hazırlanan bir öğrenciyi düşünelim. El yazısıyla alınan notlar, beynin hem hareket koordinasyonu hem de düşünce süreçlerini harekete geçirerek öğrenmeyi daha etkili kılabilir. Buna karşılık, klavye ile yazılan notlar, daha az duyu-motor etkileşimi sağladığından öğrenmede aynı derecede kalıcı olmayacağını göstermektedir.
Çalışma da el yazısının, beynin görsel, motor ve bilişsel alanlarını aynı anda aktive ettiği bulunmuştur. Kalemle yazarak not alma süreci, kullanılan harflerin bir tuşa basmaktan ziyade o harfin hassas bir şekilde çizilmesini gerektirdiği için beynin farklı bölgelerinde aktivasyon sağladığı ve beynin daha yoğun bir şekilde çalışmasını sağlamaktadır. Buna karşın, klavye kullanımı sadece mekanik ve tekrar eden parmak hareketlerini içerir. Çıkan bu sonuç örneğin, iş toplantılarında veya derslerde not alırken el yazısıyla yazan bireylerin bilgiyi daha derinlemesine işleyip hatırlayabilmesinin daha kolay olacağını göstermektedir. Klavye kullanımı her ne kadar daha konfor ve hız avantajı sağlasa da bu beyne gelen verinin detaylı işleme sürecini desteklemeyebilir. Ayrıca, el yazısıyla alınan notların görsel düzenlemesi (çizimler, vurgular) bireyin kendi anlamlandırma sürecine de daha fazla katkı sağlar.
Öğrenme açısından erken yaşlardan itibaren el yazısı çalışmalarının devam ettirilmesi, beyin bağlantılarının gelişimini destekler ve öğrenmeyi optimize eder. Yaşımız kaç olursa olsun veya konumumuz ne olursa olsun yazı yazma becerilerimizi geliştirmek, öğrenme alışkanlıklarında da etkili bir temel oluşturabilir.
Gerek iş gerek eğitim sistemleri, hem geleneksel el yazısı hem de dijital becerilerin dengeli bir şekilde öğretileceği bir model benimsemelidir. Örneğin, not alırken el yazısı kullanımı bilgilerin daha kalıcı öğrenilmesini sağlamaktadır. Bir konferans ya da seminerde, şirket toplantılarında kalemle yazılan notlar, uzun vadeli hatırlama için daha etkili olabilir. Klavyeyle yazı yazma konfor ve vhız avantajı sunsa da öğrenme ve hafıza oluşumunda el yazısı kadar etkili değildir. El yazısıyla alınan notlar, iş görüşmelerinde veya raporlama süreçlerinde beynin farklı bölgelerinin daha yoğun kullanılması nedeniyle konuyu daha iyi bir kavrama becerisi sunabilir.
Araştırmanın sonuçlarımı 5 maddede özetleyecek olursak:
1. El yazısı, daktilo yazmaya kıyasla daha karmaşık ve incelikli el hareketleri gerektirir.
2. El yazısı sırasında görsel, motor ve daha yüksek bilişsel alanlar daha fazla devreye girer.
3. El yazısının karmaşık hareketleri, beynin daha fazla uyarılmasını sağlar.
4. El yazısı, daha karmaşık sinirsel ağ bağlantısının oluşumuna yol açar.
5. Daktilo yazmada, el yazısında bulunan görsel, motor komutları ve proprioseptif geri bilgi eşzamanlı uzay-zamansal örüntüsü eksiktir.